6 Nisan 2016 Çarşamba

11. Selanik Büyük İskender Maratonu - 10k parkuru

Geçen sene yarışa katılmış iki arkadaşımın anlata anlata bitiremediği bu parkuru senenin başında takvime almıştım, 2-3 ay kala da gidecek ekibi netleştirdik. Tarih 3 Nisan Pazar, planlamalara başladık.

Alexander the Great Maratonu Yunanistan'ın Atina Maratonu'ndan sonra en büyük ikinci organizasyonu. Bu sene 11.si yapıldı. Yarışta üç farklı parkur var, 42k maraton, 10k ve 5k halk koşusu. Her biri şehrin ayrı noktalarında farklı saatlerde başlıyor aynı yerde bitiyor. 10K yarışı Ampelokipi stadyumundan başlıyor, maraton ise kentin batısındaki Pella'da, Büyük İskender'in heykelinin olduğu alandan start alıyor.


42km Maraton Parkuru ve eğim grafiği
10km parkuru


Selanik'e ulaşım konusundaysa ilk seçenek otobüs,
Kamil Koç ve Ulusoy'un İstanbul ve Selanik'ten seferleri var. Fiyat gidiş dönüş 70 - 80 euro aralığında değişiyor, Yolculuk 10 saat sürüyor. 
İkinci seçenek kendi aracınızla gitmek, İstanbul - Selanik arası 580km , araç için zorunlu yeşil sigorta 15 günlük 63 euro, bir araçta en fazla şöför hariç 4 kişi olabiliyor. Bir de şu yenilenen ehliyetlerden almak lazım. 



Gelelim bizim acılarla dolu seyahatimize, yola beş kişi yarışın olduğu haftasonu cuma'yı cumartesiye bağlayan gece 03:00 gibi Ferhat'ın aracıyla çıktık, saat 06:00'da favori uğrak yerimiz Ünal Peynircilik'te mola verdik. (Ünal'ın Tostu midenizin dostu, bknz sağdaki foto)  07:30'da İpsala Sınır kapısındaydık, önce yeşil sigortanın bir sayfasını acente vermeyi unuttuğu için sınırda takıldık, sorunu çözemeyeceğimizi anlayınca Yunanistan tarafına sigorta için 180 euro(!) vererek geçtik. Tek zararımız bu zannederken sınırı geçeli 10 dk olmamıştı ki araç arıza yaptı otobanda kenara çekmek zorunda kaldık.  Telefon, çekici vs derken Selanik'e yeni gidiş planları yapmak zorunda kaldık, yakındaki Dedeağaç'a otostopla geçip, yeni bir araç kiralayıp geride kalanları almayı planladık. Ferhat arkadaşımız aracını biran önce tamir ettirebilmek adına Türkiye tarafına dönmeye karar verdi. Biz Selanik'e doğru tekrar yola koyulduk, Kavala'da mola verdik, yarışın maliyetinin kat be kat artmasını mı dersiniz, yaşadığımız moral bozukluğunu mu, olayı geride bırakmaya çalışarak nihayet Selanik'e ulaştık. Kitlerin dağıtıldığı alana uğrayıp numaralarımızı ve çantalarımızı aldık. Daha önce organize ettiği bir koşuya katıldığımız yunanlı bir arkadaşımız Petros'un davetiyle makarna partisine katıldık. Herkesin maraton koştuğu bir ortamda 10k için Selanik'e niye geldiğimizi anlamakta zorlandı insanlar. Bütün bunlara rağmen keyfimiz yerine geldi desek yalan olur, inanılmaz gergin, yorgun ve moralsizdik. Son hazırlıkları yapıp saat 8:45'de başlayacak yarış için 06:00'da kalkmak üzere uyuduk.
Aracımız çekiliyor :(
Kavala'da yemek molası


Kitlerin dağıtıldığı alan 

Yarış öncesi klasiği

6 Mart'ta RunAtolia 10K yarışında 50dk (5:00 pace) altını hedefleyip 48dk ile iyi bir süre elde etmiştim, buradaki hedefimse yine 50dk altında kalıp 45dk'lara yaklaşmaktı.

Bu süre zarfında ayakkabılarla ilgili bazı yazılar ve karşılaştırmalar okuma imkanı buldum ve yarış için doğru ayakkabıyla koşmadığımı farkettim. Bir çok kişi de (satıcılar dahil)  benzer şekilde antreman ve yarış ayakkabısı ayrımını bilmiyor maalesef, insanlar düztaban mı, içe mi dışa mı basıyor ayrımı dışında bir seçenek sunmuyor kimse. Halbuki ayakkabının ağırlığı, destek durumu, HTD dedikleri topuk burun yükselik farkı gibi değerler doğru seçim için çok yol gösterici. Ben de bu bilgilerden yola çıkarak, koşucu yorumlarını da okuyarak Puma Faas 300 v4 modelini aldım, hafifliği ve 8mm HTD değeriyle kısa mesafe yarışları için ideal olduğu yazıyordu,  ayakkabının temini biraz gecikti yarıştan önce sadece bir kez antreman yapma imkanı buldum ama sonuç çok iyiydi (psikolojik?) 


Arabamızı finishte bırakıp taksiyle yarış alanındaki stadyuma gittik, orada herkesle birlikte ısınmamızı başladık, yarış başlangıcının burada olması gerçekten çok güzel, rahat rahat ısınma imkanı buluyorsun, starta 5-10 dk kala yerimize geçtik, numaralara göre 3 gruba bölmüşlerdi çıkışları ancak kimsenin bu kurala uyduğu yoktu, herkes en önde yeralmaya çalışıyordu. Nihayet start verildi hep ağır ayakkabılarla antreman yapmanın verdiği hafiflik hissiyle çok rahat koşuyordum, amacım ilk 1k'yı 4:10'larda geçip sonra 4:40'lara sabitlemekti ama yarışın heyecanıyla enerjimin de olduğunu hissederek limitleri aşağıya çektim. 7.km'ye doğru yorulmuştum, hızı biraz daha düşürerek 600-700m yavaşladım,(4:45) gücümü topladığımı hissettiğimde tekrar yarış temposuna çıkarıp yarışı tamamladım. 44:20 gibi bir 10k süresi çıkartarak, en iyi süremi yaklaşık 4-5 dk geliştirmiş oldum, beraberinde 1k,5k rekorlarım da geldi.




Parkurun özellikle son düzlüğünün sağda deniz solda kafeleriyle gelen müzik ve tezaruhatlarla çok güzel bir enerjisi vardı (bkn. üstteki foto) yarıştan önce geçen sene burada koşan arkadaşımız Cüneyt, finishe doğru sahte bir tak var onu finish zannedip hızlanma demişti, onun uyarısıyla ilkinden geçtim ikincisini finish zannedip hızlandım, bu sene meğer üç tane koymuşlar ikincisinden sonra nefesim kesilmeye başladı öyle tamamladım, neredeyse bayılıyordum (pace 3:48) İlk açıklanan resmi olmayan sonuçlara göre 2500 kişi içerinden genelde 87. lik, yaş grubunda ise 32.lik elde ederek kendi açımdan büyük bir başarıya imza attım.




Yarışlarda en çok dikkat ettiğim şeylerden biri katılım madalyası, bunu organize eden insanların yarışa verdikleri değer olarak görüyorum artık, bir de katılım madalyası finishi geçtiğin anda temas ettiğin ilk obje, su bile içmeden önce ilk ona bakıyorsun. Alexander the Great maratonunda verilen madalya şimdiye kadar gördüklerim arasında en iyisi, detaylar en ince ayrıntıya kadar işlenmiş madalyanın üstüne, arkasında ise sürelerin işlenebileceği bir boşluk bırakmışlar.

5k halk koşusunda 7000, 10k parkurunda 2500, maratonda ise 1500 kişinin katıldığı bu ölçekte bir organizasyonda, olimpiyatların doğduğu topraklarda koşuyor olmak gerçekten çok güzeldi. Özellikle halkın yarışa desteği, cadde geçişlerinde bekleyen araçların burada alıştığımız şekilde herhangi bir tepki göstermemesi, yayaların dahi sabırla beklemesi beni etkiledi. Yarış her sene nisanın ilk haftası oluyor, başımıza gelen talihsizliklerden ders alarak katılmanızı şiddetle tavsiye ediyorum :)

Yarışın websitesi: http://www.atgm.gr/index.php/en/